Aslı Şiray
Entelektüel maceramız genelde kanonik onay almış, rüştünü ispatlamış kitapları okumak, filmleri izlemek vs. ile başlıyor. Ama kimi zaman iyi bir okur çıkıp yığının altında kamış bir mücevheri keşfedebiliyor.
01/25 | Kitap

Entelektüel maceramız genelde kanonik onay almış, rüştünü ispatlamış kitapları okumak, filmleri izlemek vs. ile başlıyor. Ama kimi zaman iyi bir okur çıkıp yığının altında kamış bir mücevheri keşfedebiliyor. Örneğin Djuna Barnes’ın Geceyi Anlat Bana’sı, T.S. Eliot'ın sunuşuyla dikkat çekiyor. Belki buna benzetebileceğimiz diğer bir örnek de Susan Sontag’ın 1990’ların başında ikinci el kitapların yıpranmış kapaklarını gözden geçirirken karşılaştığı ve bir başyapıt olarak değerlendirdiği Baden Baden’de Yaz. Kitabın yazarı Leonid Tsipkin bir doktor, bir yandan sansür çekincesi, diğer yandan kendi döneminde Moskova’da filizlenen bağımsız edebiyat topluluklarının dışında kalması yüzünden “kendi için, edebiyat için”, “çekmece”ye yazıyor. Ne var ki romanının ilk bölümü 1982’de nihayet yayınlanmış bir yazar olarak sadece yedi gün yaşayabilmiş.
Kitap yazarın kendi yaşamıyla Dostoyevski’nin yaşamını büyük bir hayal gücüyle iç içe geçirdiği bir nevi düş roman. Bu, Dostoyevski meftunu okur için zaten başlı başına dayanılmaz bir cazibe yaratıyor, tıpkı Coetzee’nin, üvey oğlu Pavel'in beklenmedik, gizemli ölümüyle sürgün olarak yaşadığı Almanya'dan Petersburg'a dönen Dostoyevski’yi anlattığı Petersburg’lu Usta gibi.
Roman, şimdiki zamanla geçmiş zamanı, birinci tekil anlatıcıyla Dostoyevski’lerin hayatını büyük bir rahatlıkla kaynaştırırken, Rus edebiyatına has temaları büyüleyici bir üslupla, uzayıp giden cümlelerle sergiliyor. Bu bakımdan Sontag’ın, Tsipkin’in üslubunu Saramago’nun üslubuna benzetmesi de, zapt olunmaz cümlelerinde Thomas Bernhard’ı görmesi de şaşırtıcı değil. Ama bu iki yazarı da okumamış Tsipkin’in yazısı ziyadesiyle kendine has. Patolojik anatomi uzmanı bir doktora, yazı masasında özgürce çağlayabileceği bir uzam açan yapıt, yine Sontag’ın deyişiyle “benzersiz Dostoyevski hikâyesi dışında Rus gerçekçiliğinde harika bir yolculuk.”
Roman, hiçbir şey uydurmadan her şeyi uyduran, Dostoyevski hayranı büyük bir edebi yeteneğin büyük bir okur tarafından keşfedilmiş romanını yeniden keşfetmek için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Çünkü Dostoyevski hep tekrar okunur ve “Dostoyevski’yi sevmek, edebiyatı sevmektir.”
Comments