top of page

Furya Makinesi: Sosyal Medyanın İnsanlık İçin Sakıncaları


Furya Makinesi’nde Sinan Aral, sosyal medyanın insanlık için sakıncalarını, kitlelerin sosyal medya dolayımıyla çılgınlaştırılmasının tehlikelerini göstermekte ısrarcı olduğu kadar kitlelerin bilgeliğine mecra olabilecek bir sosyal medya tasavvurundan da vazgeçmiyor.


12/22 | Kitap

 


MIT’deki Social Analytics Lab’in yöneticisi olan Sinan Aral’ın The Hype Machine adıyla 2020’de basılan kitabının Türkçesi 2022’de Tellekt’ten Sevgi Halime Özçelik çevirisiyle çıktı. Kitabın alt başlığı, konusuna dair önemli ipuçlarını barındırıyor: “Sosyal Medya Seçimlerimizi, Ekonomimizi ve Sağlığımızı Nasıl Bozuyor?” İngilizce alt başlıkta yer alan ek ifade (“And How We Must Adapt”) metnin yeni koşullara nasıl adapte olabileceğimizi de dert edindiğini gösteriyor. Sinan Aral, veri bilimi profesörü, girişimci ve yatırımcı olarak sosyal medyaya dair çok boyutlu deneyimlerini Furya Makinesi’nde bir araya getiriyor ve sosyal medyanın açmazlarını, imkânlarını, politik, zihinsel ve ekonomik düzlemdeki etkilerini / tehditlerini anekdotlar ve analizlerin iç içe geçtiği bir söylemle metinleştiriyor. Sosyal medyayla ilişkimin ifrat tefrit arasında gittiği, önemseme ve fazlaca vakit geçirmeyle kesinlikle uzak durma arasında salındığım bir dönemde Furya Makinesi bana mutedil bir konum sunuyor. Kitabın gücü ise konumların çoğulluğunu özenle sunuşundan kaynaklanıyor. Aral, sosyal medya şirketleriyle yakın ilişkiler kurmuş, ortak araştırmalar yürütmüş olmakla birlikte bu şirketlerin zaaflarının, kusurlarının da farkında. Dolayısıyla sosyal medyanın mahiyetini farklı perspektiflerden sunarak okurun bakış açılarını çeşitlendiriyor. Aynı zamanda özellikle seçimler, borsa, sağlık gibi konularda sosyal medyanın manipüle edilebilirliğine dair özenle anlattığı hikâyeler ve bunların derinlemesine analiziyle, -kişisel olarak sosyal medya karşısındaki tutumumuzun ötesinde- toplumsal olarak neyle karşı karşıya olduğumuzu, müşterek meselelerimizin kolaylıkla suistimal edilebileceği bir kırılganlıkta bulunduğumuzu gösteriyor. Özellikle Rusya’nın hem Kırım işgali hem de ABD seçimleri sırasında sosyal medyayı kendi istediği sonuçları almak için ne derece incelikle kullandığını gösterdiği kısımlarda Furya Makinesi’nin gücü şiddetleniyor; ancak Rusya’yı şer odağı kılmadan, aynı taktik ve inceliklerin sosyal medya şirketleri ve reklamverenler tarafından da kullanıldığı yerlerde, bu güç katmerleniyor.



Furya Makinesi’nin gücünün bir başka kaynağı da güncelliği ve tarihselliğinde. Korona salgınının başlarında tamamlanan metin, salgın esnasında sosyal medyanın büründüğü rollerin ilk aşamasına tanıklığı ettiği kadar ele aldığı her konuyu belirli bir tarihselliğin içerisinde konumlandırıyor. Çok güncel olduğuna inanılan bir meselenin benzerinin 90’larda başka bir bağlamda yaşandığını öğrendiğimiz gibi, ilk defa ortaya çıkan meseleler de oluşum süreçleri sunularak ele alınıyor. Böylelikle sosyal medya ağlarının analizi de şirketler, kullanıcılar, yasalar, müzakereler, gerilimler, devletler, fikirler, kanaatler, duygular ve duyulardan oluşan bir terkip dolayımıyla gerçekleşiyor. Furya Makinesi’nde Sinan Aral, sosyal medyanın insanlık için sakıncalarını, kitlelerin sosyal medya dolayımıyla çılgınlaştırılmasının tehlikelerini göstermekte ısrarcı olduğu kadar kitlelerin bilgeliğine mecra olabilecek bir sosyal medya tasavvurundan da vazgeçmiyor. Beğeni merkezli olmayan, insanların dikkatlerini suiistimal etmeyen, kullanıcılarını müşteriden ibaret görmeyen, bilgeliği ve hakikati destekleyen daha iyi bir furya makinesi kurmanın ön koşullarını sunuyor.


Sinan Aral, Furya Makinesi “Sosyal Medya Seçimlerimizi, Ekonomimizi ve Sağlığımızı Nasıl Bozuyor?”, çev. Sevgi Halime Özçelik, Can Yayınları, 2022.


 

* Yazarlar, çevirmenler ve editörlerden, sene içinde yeni baskısıyla yayımlanmış, akıllarında, not defterlerinde, hayatlarında iz bırakmış kitaplara dair notları içeren, Aralık 2022'de yayımladığımız Punctum Soruşturma'nın tamamını okumak için tıklayınız.




Üst
bottom of page