top of page

Thomas Pynchon’ın Anagramları: “Entropi” Öyküsündeki İsimlendirmelere Dair Bir Tez

  • Yasin Karaman
  • 17 Tem
  • 10 dakikada okunur

Güncelleme tarihi: 10 Ağu


Öyküde çeşitli sebeplerle ABD’ye göç etmek zorunda kalmış göçmen kitlelerinin dört beş dilin aynı anda konuşulduğu, diller arası geçişin doğallıkla yapıldığı polyglot partilerinden bahsedilir. Yeni katılan misafirler bu çokdilli sohbetlere dahil olamadıklarında bir biçimde dışlanır, bu çokdilli vatandaşlar tarafından görmezden gelinirler.


07/25 | Kitap


ree

Örneğin bir espri olarak ''Homeros'u öyle çok okumuştu ki, 'angenommen' (varsayılan) yerine hep 'Agamemnon' derdi'' biçiminde bir söz söylediği zaman -kullanılan teknik 'aptallık' artı ses benzeşimidir- Lichtenberg yanlış okumanın gizini keşfetmekten başka bir şey yapmamıştır.

Sigmund Freud, Espriler ve Bilinçdışı ile İlişkileri


Nasıl da zor oluyor gözümün önünde duranı görmek!

Ludwig Wittgenstein, Yan Değiniler


Kısacası oyuna, incecik toz gibi bir düzen, sistemde bir düzen varmış gibi yapma oyununa katılıyorum, değişik ve birbirine uymayan sistemler iç içe girmiş numarası yapıyorum, böylece düzensizliğin her noktasına hemen ufalanan bir düzenin yontulmuş yüzlerini uydurmaya çalışıyorum.

Italo Calvino, Sıfır Zaman


I.

Thomas Pynchon’un “Entropy”[1] (1960) öyküsünde şimdiye dek fark edilmeden kalmış, “postmodern” bir anlatı oyununun mevcut olduğunu sanıyorum (mevcut literatürü elimden geldiğince taradım ve aşağıda önereceğim tezi daha önce kayda geçirmiş birine henüz rastlamadım): Pynchon, öyküdeki karakterlerin isimlerinde ve onların anagramlarında öyküyü üzerine inşa ettiği belli başlı temaları gizlemiş olabilir. Pynchon’un çok gençken yazdığı ve esasen “gençlik hatası” olarak gördüğü için varlığından ve popülerliğinden pek hoşlanmadığı bu öyküde[2] yan yana gelen karakterlerin isimlerinin harfleri karıştırıldığında Pynchon’un yapıtlarında sürekli ele aldığı temaların da türetilebileceğini görürüz: Entropi ve acedia. Hemen bir örnek vereyim: Öyküde CALLISTO ve AUBADE birlikte yaşayan bir çifttir. Bu iki ismin harfleriyle bir anagram oluşturabiliriz: ABOUT TO ACEDIA ya da ALL TO ACEDIA (Neredeyse acedia’ya miskinliğe/tembelliğe doğru; hepsi miskinliğe doğru). Acedia (Herman Melville’in Kâtip Bartleby karakteri/novellası ile de birlikte anılan) bir ruh halidir ve Pynchon’un favori temalarındandır: Miskinlik, tembellik, bir şey yapmaya yönelik isteksizlik, illa bir şey yapılması gerekiyorsa yapmamayı tercih etme. Pynchon, ünlü Gravity’s Rainbow romanının baş karakterine acedia’yla eşanlamlı bir isim verir: Tyrone Slothrop (sloth: tembellik, miskinlik).[3] 1993 yılında The New York Times Book Review çeşitli yazarlardan yedi ölümcül günahtan biri hakkında bir metin kaleme almalarını ister. Pynchon pek de şaşırtmayacak biçimde acedia’yı, tembellik konusunu seçer: “Yedi Günahtan Biri Olarak Tembellik”.[4]Summa Theologica’da konuyu kendi klasik işleyişi ile ele alan Aquinolu Tommaso tembellik ya da diğer bir deyişle miskinliği yedi temel günahtan bir tanesi olarak adlandırmıştır ve “temel” terimini “başlıca” ya da “önde gelen” anlamlarında kullandığını belirtmiştir. Çünkü Aquinolu Tommaso’ya göre tembellik diğer günahların da ortaya çıkmasına sebep olmaktadır. Daha derinlerde yatan ve daha da kötü eğilimler vardır ve bunlar miskinlikle ortaya çıkar”.[5] Biraz aşağıda acedia’yı tanımlar: “‘Acedia’ Latincede keder anlamına gelir. Bilinçli olarak yönlendirilen, tanrıdan uzaklaşan, arttıkça inanç kaybına yol açan, bir süre sonra şimdilerde suçluluk ve depresyon olarak bilinen şeylere sebep olan ve en sonunda da bizi huzursuzluktan kaçınmak için her şeyi yapabileceğimiz çaresizlik ve her şeyi göze alabilme noktasına götüren”.[6]


ree

 

Peki bu karakterlerin isimleriyle acedia arasındaki bağlantı nedir? Öyküde Callisto ve Aubade adeta bir sera haline getirdikleri dairelerinde (Pynchon’un kendi benzetmesiyle) Henri Rousseau’nun natürmortlarını da anımsatan bir uyuşukluk halinde yaşarlar. İkisinin birlikteliği bir acedia halinin dışavurumudur. Gitgide bu ruh halinin derinlerine sürüklenirken ataletlerinden öykünün sonunda ancak Aubade’nin bir eylemiyle (camı kırma ve dışarıdaki havayla odanın havasının buluşması) sıyrılacaklardır (sıyrılabilecekler midir?). Kısacası Callisto ve Aubade isimlerinin harfleri bir anagram yöntemiyle öyküde temsil ettikleri duruma epey uygun düşen bir göndermedir.

 

Peki, sadece tek bir örnek, metne gömülü olduğunu düşündüğüm böyle bir oyunun varlığını gerekçelendirebilir mi? Elbette hayır. Umberto Eco ne yapılması gerektiğini işaret eder: “Aziz Augustinus, De Doctrina Christiana’da şöyle diyordu: Eğer bir yorum(lama) bir metnin belli bir noktasında onaylanabilecek gibi görünüyorsa, ancak metnin başka bir noktasında doğrulandığında -ya da en azından yeniden tartışma konusu yapılmadığında- kabul edilebilir. İşte benim de yapıtın amacından (intentio operis) tam olarak anladığım şey budur”.[7] Burada bu tasarımın yazarın niyeti mi (intentio auctoris) yoksa metnin niyeti mi olduğuna dair tartışmaya girmeden[8] hemen öyküdeki eşdeğer önemde başka bir karaktere odaklanacağım: “Meatball” Mulligan. Mulligan’ın dairesi Callisto ve Aubade’ninkinin alt katındadır ve öykünün temel omurgasını oluşturan karakterlerden biridir. Dairesinde bir parti vardır ve içerisi insan, içki, duman ve müzik doludur: Öykünün adıyla müsemma, gitgide yükselen entropinin bir alegorisi. MEATBALL MULLIGAN da Macar bir göçmen olan arkadaşı SANDOR ROJAS’la bir araya her geldiğinde, isimlerinin harflerinden anagram yoluyla termodinamik yasalarının ilişkili belli başlı temaların çıkarılabileceğini düşünüyorum. Elbette bu temaların rastlantısal değil, aynı zamanda karakterlerin öyküdeki rolleri ve eylemlerini de doğrulayıcı olduğunu belirtmek gerekir. Burada aynı zamanda vurgulanması gereken, anagramın üretiminin (Tyrone Slothrop’ta olduğu gibi) tek bir kişinin isminden değil, öyküdeki her karşılaşmanın ve bir aradalığın yarattığı bir katışma, karışma durumunun olmasıdır. Karakterler arasında yaşanan her karşılaşmada, tıpkı gaz moleküllerinin kapalı bir sistemde rastgele hareketleri ve karşılaşmaları gibi isimlerin harfleri de bir araya gelerek belli bir süreliğine bir düzen yaratır ve sonra yeniden düzensizlik galebe çalar. Bu isimlerin anagramına geçmeden evvel “semptomal” olduğunu düşündüğüm bir noktaya da dikkat çekmek istiyorum: Pynchon neden sadece Mulligan’ın lakabını anar ve neden (diğer herkes sadece tek isimliyken) sadece Sandor Rojas’ın iki ismine (isim ve soyisim?) yer verir? Kendi adıma bu tercihin harflerin kombinasyonunu mümkün olduğunca artırmak ve sözcük üretimini azami düzeyde verimli hale getirmek için yapıldığını düşünüyorum. Şimdi bu iki ismin anagramlarına bakalım:

MEATBALL MULLIGAN   SANDOR ROJAS

 

ALL ORDER AND/OR DISORDER, MATTER AND/OR TIME, GAS, JOULE, MASS, DINAMO, ALL OR NONE…

Aynı zamanda bu iki figürün de savaş-sonrası sosyal ve psikolojik durumlarını belirtecek biçimde:

LOST GENERATION (Kayıp Nesil, Kayıp Kuşak)[9]

Öyküde Sandor’un çapkınlığına anıştırma yapılır, satır arasında bununla ilgili ipuçları verilir, derken Pynchon, Sandor’un açıkça orta sınıfa mensup eleştirmenlerin “Don Giovannism” (öykünün içinde bu haliyle geçer) diye adlandırdıkları bir kronik vaka olduğunu belirterek dönüp adeta okura göz kırpar:[10]

DON JUAN, DON JUANISM

Pynchon, hem öğretmeni Vladimir Nabokov’un hem de Nabokov’un 20. yüzyılın en önemli romancılarından biri dediği Andrey Bely’in anadiline ve ulusal köklerine bir saygı duruşu olarak şu anagramı da düşünmüş olabilir:

GLOSSOLALIA

 

Başka örnekler de türetilebilir. Hatta örneklerin illaki İngilizce olması da gerekmiyor; zira öyküde çeşitli sebeplerle ABD’ye göç etmek zorunda kalmış göçmenlerin düzenlediği, dört beş dilin aynı anda konuşulduğu, diller arası geçişin doğallıkla yapıldığı polyglot partilerden bahsedilir. Yeni katılan misafirler bu çokdilli sohbetlere dahil olamadıklarında dışlanır, çokdilli olmalarıyla kibirlenen (yine Hıristiyanlıktaki yedi ölümcül günahtan biri) bu vatandaşlar tarafından görmezden gelinirler.[11] Öykünün başındaki Duke di Angelis müzik grubunun üyelerine göz atalım: Krinkles, Duke, Paco, Vincent. Bunların anagramından da öyküdeki işlevleri neyse onlar türetilebilir:

KRINKLES                PACO             DUKE             VINCENT

 

COCAINE PARTIES, ACEDIA, NOVECENTO ITALIANO[12],  POTENTIAL AND/OR KINETICS, SICK EUROPEAN, CRESCENDO

 

Meetball Mulligan grubu dinlemeye ve onlarla sohbet etmeye geldiğinde şunlar türetilebilir:

(ANTI OR PRO) COMMUNISM, SOCIALISM, SEMITICISM, SOVIETISM, ANTI-CONSUMERISM, ANTI-IMPERIALISM…

 

Öyküde iki farklı karakter olarak gösterilen Saul ve Miriam şiddetli bir kavgaya tutuşurlar ve Miriam evi terk eder, Saul de dertleşmek için Mulligan’ın dairesine tırmanır. SAUL bir bilim insanıdır ve insana uzmanlığının getirdiği soğuk bir bakış açısıyla yaklaşır, MIRIAM ise insandaki “insani” niteliklerin yılmaz savunucusudur, zaten aralarındaki kavga da insan konusuna dair birbirine tümüyle zıt bakış açılarına sahip olmalarından patlak verir. Buradan yola çıkarak şöyle bir anagram üretebilirim: SIMILAR (Benzer). Bu, Miriam ile Aubade’nin öyküdeki eyleme tarzlarına bir gönderme olabilir: Partnerlerine karşı çıkmak ve camı çerçeveyi aşağı indirmek. MULLIGAN da işe dahil olduğunda aralarındaki farklılıklara vurgu yapacak biçimde UNSIMILAR (benzer olmayan, benzemez) sözcüğü türetilebilir. Saul ve Meatball Mulligan arasında dil üzerine kısa bir konuşma geçer, buradan LANGUAGE(S) sözcüğünü türetmek zor değil. Gelgelelim Pynchon’un öyküde gizlediği oyunu yine anagram yöntemiyle ortaya çıkarabilmek ilginç olmaz mıydı?

SAUL MIRIAM MEATBALL MULLIGAN

ALL NAMES ANAGRAM

Harflerin kombinasyonu her seferinde geçici de olsa bir düzen oluşturur, gelgelelim sonunda yine hepsi termodinamiğin ikinci yasasında tanımlanan entropi nedeniyle dağılacak, düzensizlik baskın çıkacaktır. Karakterlerin eylemleri (bilhassa Mulligan’ınkiler) düzenin belli bir süreliğine daha korunmasını sağlayacak, ama sadece bir süreliğine…


ree

 


II.

Nomen est omen.

 

İnsan anatomisi maymun anatomisinin anahtarını içerir.

Karl Marx, Grundrisse

 

Gravity’s Rainbow’u belli kısımlarına göz atmak dışında okumadım (baştan sona okuyabilmiş herkesi tebrik ediyorum). Fakat orada da bu anagram oyununa gönderme yapan birkaç örnek bulunabilir: “There are several underground communities now near Nordhausen/Bleicheröde. Around here they are known collectively as the Erdschweinhöhle. This is a Herero joke, a bitter one” (Nordhausen/Bleicheröde yakınlarında çeşitli yeraltı toplulukları var şimdilerde. Bu civarda ortaklaşa Erdschweinhöhle diye tanınırlar. Bu eski bir Herero şakası, acı olanından).[13] Romanda tangerine: Argentina arasında anagrama başvurulan kısımlar var[14], romandaki karakterlerden biri olan Enzian ile “Nazi” arasında da: “Enzian knows that he is being used for his name” (Enzian ismi için kullanıldığını biliyor).[15] Kısacası pek çok okuru tarafından en önemli eseri sayılan bu romanda da aynı tarz anagram örneklerinden arandığında yığınla bulunabilir. Hatta Pynchon, karakterlerini adlandırırken esas niyetine dair ipucunu açıksözlü bir biçimde bu dev romanda veriyor bile olabilir: “There may be no gods, but there is a pattern: names by themselves may have no magic, but the act of naming, the physical utterance, obeys the pattern” (Tanrılar varolmayabilir, fakat bir örüntü var. Adların kendilerinin hiçbir büyüsü olmayabilir, fakat adlandırma edimi, fiziksel telaffuz örüntüye boyun eğer).[16] Başka bir yerde: “Names by themselves may be empty, but the act of naming…(Adların kendileri boş olabilir, fakat adlandırma edimi…)[17] Patrick J. Hurley, Pynchon’un romanlarındaki isimler hakkında eleştirel bir sözlük çalışması olan doktora tezinde Gravity’s Rainbow’un başlı başına adlandırma hakkında bir roman olduğunu öne sürer.[18]


ree

 

Kısacası Pynchon’un da dikkat çektiği gibi bir pattern’i, örüntüyü keşfetmek kronolojik anlamda geriye doğru gidildiğinde Pynchon’un “Entropi” öyküsündeki isimlendirmelerin de anlamını açıklığa kavuşturabilir. Her şeyden önce entropi sözcüğünün etimolojisi bile Pynchon’un niyetini açıklar. Sözcük Yunancadan (entropia) ödünç alınmıştır ve içsel dönüşüm ya da dönüşüm içeriği anlamına gelir (en-: iç (inside), tropê: dönme, dönüş, turning toward, transformation).[19] Burada entropi kavramının iletişim (enformasyon) kuramı kapsamındaki kullanılışıyla da bir benzerlik bulunabilir.Pynchon’un okuduğunu bildiğimiz, sibernetiğin kurucusu Norbert Wiener entropinin enformasyon kuramındaki anlamını şöyle tanımlar: “Enformasyonun ölçüsü düzenin ölçüsüdür. Onun negatifi bir düzensizlik ölçüsü olacak ve negatif bir sayı olacaktır. Sabit bir nicelik ekleyerek veya sıfırdan farklı bir değerden başlayarak yapay olarak pozitif yapılabilir. İstatistiksel mekanikçi bu düzensizlik ölçüsünü entropi olarak bilir ve entropi yalıtılmış bir sistemde asla kendiliğinden azalmaz. Bu, tekraren, termodinamiğin ikinci yasasıdır”.[20] David Seed’e göre iletişim kuramı dahilinde entropi bir sinyalin/iletinin (signal) verimsizliğinin, etkisizliğinin (inefficiency) ölçüsüdür. Bu kurama göre ne kadar çok gürültü varsa ya da söz-edimleri birbiriyle ne kadar az uyumluysa entropi de o kadar yüksektir.[21] Dikkat edilmesi gereken bir mesele, Pynchon’un metinlerindeki isimlerin bilindik ve sık rastlanır isimler olmamasıdır; adeta Pynchon’un niyeti iletinin gürültüsünü mümkün olduğunca artırıp içindeki bilgiyi net biçimde “işitmemizi” engellemektir denebilir mi? Bu gürültü eğilimiyle “postmodern anlatı” olarak anılan metinlerin temel niteliklerinden biri olan okura meydan okuma tavrının buluştuğu güzel örneklerden biri var sanırım karşımızda.[22]


ree

 

Yazıyı hazırlarken amaçlarımdan biri de Pynchon’un metinlerinde devamlı andığı iletişim kuramına da uygun düşecek tarzda, ulaştırmak istediğim iletiyi mümkün olduğunca net, yani entropisi düşük biçimde iletmekti. Başarabildiğimi sanıyorum.



[1] Thomas Pynchon, “Entropy”, The Kenyon Review, Vol. 22, No. 2, 1960, s. 277-292. https://www.jstor.org/stable/pdf/4334030.pdf Thomas Pynchon öykünün yıllar içinde çeşitli antolojilerde kendine yer bulduğunu söyler, hatta Pynchon’un tek öykü derlemesi olan Slow Learner’a da dahil edilir (Londra: Vintage Books, 2022). Ben öyküye referans verirken erişim kolaylığı için The Kenyon Review’daki versiyonunu kullanacağım.

[2] Pynchon öyküye dair özeleştirel fikirlerini (itiraflarını?) Slow Learner’a önsözünde dile getirir: “Disagreeable as I find ‘Low-lands’ now, it’s nothing compared to my bleakness of heart when I have to look at ‘Entropy’. The story is a fine example of a procedural error beginning writers are always cautioned against”. Slow Learner, “Introduction”, s. 12. (“Low-lands”in artık hoşuma gitmiyor oluşu, “Entropy”e bakmak zorunda kaldığımda yüreğimde hissettiğim umutsuzluğun yanında hiçbir şey. Bahsekonu öykü yolun başındaki yazarların hep uyarıldıkları yöntemsel bir hatanın hoş bir örneği”).

[3] Tyrone Slothrop: Sloth or Entropy. Bu ismin bir anagram içerdiğine dikkat çeken kişi Salman Rushdie’dir. “One could do a number of further riffs on the more allegorical of the names: Weed - marijuana, and Atman - soul; and, hey, Frenesi turns out to be an anagram of ‘free’ and ‘sin,’ the two sides of her nature, light and dark, just as the hero of ‘Gravity's Rainbow,’ Tyrone Slothrop, could be made to reveal his essence anagrammatically, turning into ‘sloth or entropy.’ Sure, it's still working, that ole anagrammar”.https://archive.nytimes.com/www.nytimes.com/books/97/05/18/reviews/pynchon-vineland.html

(Erişim 12.04.23) (“Still Crazy After All These Years”, 14 January 1990, The New York Times Book Review)

[4] Yazının Türkçe çevirisi Kitap-lık dergisinin dosya konusunu Thomas Pynchon’a ayırdığı sayısında yer alır. Thomas Pynchon, “Yedi Günahtan Biri Olarak Tembellik”, Kitap-lık, İstanbul: YKY, Sayı 52, Mart-Nisan 2002, s. 127-130.

[5] A. g. e., s. 127.

[6] A. g. y.

[7] Umberto Eco, Alımlama Göstergebilimi, çev. Sema Rifat, İstanbul: Düzlem, 1991, s. 37. (Bugün bu Türkçe çeviriyi bulmak zor. İngilizcesi: Umberto Eco, “Intentio Lectoris: The State of the Art” The Limits of Interpretation içinde, Indiana ve Bloomington: Indiana University Press, 1990, s. 59). Örneğin Daniel Simberloff yazısında bu yöntemi ihlal eder. Tyrone Slothrop’un Sloth’unun the second law of thermodynamics’in kısaltması (acronym) olduğuna dair zekice bir gözlem yapar. Buna Crying of Lot 49’daki Mr. Thoth’un third law of thermodynamics’in kısaltması olduğunu da ekler. Gelgelelim tezinin Augustinus-Eco bağlamında geçerli olması için birinci ve sıfırıncı yasanın da kısaltması olan isimler bulması gerekirdi ama Simberloff bunları belirtmemiş. “Entropy, Information, and Life: Biophysics in The Novels of Thomas Pynchon”, Perspectives in Biology and Medicine, Vol. 21, No. 4, 1978, s. 617-618. Bu durum Simberloff’un varsayımını çürütür.

[8] Aslında Eco’nun buna dair bir çözüm önerisi var: “Metnin niyeti temel olarak kendisi hakkında kestirimlerde bulunabilecek bir Örnek Okur (Model Reader) üretmek olduğu için, Örnek Okur’un önceliği ampirik olmayan ve nihayetinde metnin niyetiyle çakışan (coincides with) bir Örnek Yazar ortaya çıkarmaktan (figuring out) ibarettir”. Intentio Lectoris: The State of the Art” The Limits of Interpretation içinde, s. 59.

[9] https://en.wikipedia.org/wiki/Lost_Generation (Erişim: 14.09.22), ayrıca David Seed, “Order in Thomas Pynchon’s ‘Entropy’”, The Journal of Narrative Technique, Vol 11, No: 2, 1981, s. 144.

[10] Pynchon, “Entropy”, s. 282.

[11] Pynchon, “Entropy”, s. 278.

[13] Thomas Pynchon, Gravity’s Rainbow, Londra: Vintage Books, 2000, s. 375. Şaka ilkin şu: Erd Almanca “toprak, yer”, Schwein “domuz”, Höhle “mağara” anlamına gelir. Oluşturulan anagramda “w” harfi olmamalı diye itiraz edilecek. Yukarıda andığım Andrey Bely’nin tuhaf metni gerekçeyi sunabilir: “’W’ harfi ‘U’ sesidir”. Andrey Belıy, Glossolalia, çev. S. Gürses, İstanbul: YKY, s. 10. Ayrıca: “’V’ yarıünlü bir sestir; ‘u’ ve ‘w’ arasında aracıdır”. A. g. e., s. 32. Pynchon’un V. romanının kaynaklarından biri de Belıy’ın bu metni mi? Benim yanıtım evet.

[14] Thomas Pynchon, Gravity’s Rainbow, s. 314.

[15] A. g. e., s. 382.

[16] Aktaran Terry P. Caesar, “A Note on Pynchon’s Naming”, Pynchon Notes, No. 5, 1981, s. 8. https://pynchonnotes.openlibhums.org/article/id/2493/ Özgün metinde: Gravity’s Rainbow, s. 383.

[17] Pynchon, Gravity’s Rainbow, s. 435.

[18] Patrick J. Hurley, Names and Naming in the Novels of Thomas Pynchon: A Critical Dictionary, Doctoral Dissertation Thesis, Saint Louis University, 2003, s. 126. “It is a novel about naming”.

[20] Norbert Wiener, The Human Use of Human Beings: Cybernetics and Society, Cambridge: The Riverside Press, 1950, s. 18-19 (çeviri bana ait).

[21] David Seed, “Order in Thomas Pynchon’s ‘Entropy’”, s. 147.

[22] Bran Nicol, The Cambridge Introduction to Postmodern Fiction, Cambridge University Press, 2009, s. xiv. “Postmodern fiction presents a challenge to the reader” (Postmodern kurgu okura bir meydan okuma teşkil eder).

Üst
bottom of page