top of page


Baudrillard'ın Tekil Nesneleri
Mimarlığın, sorunlarını felsefe dolayımıyla düşünmeye başlamasından ziyade eskiden felsefe adıyla anılan şey, sorunlarını mimarlık dolayımıyla düşünmeye başladı. Bu da kaçınılmaz olarak zamanımızın en önemli düşünürlerinden bazılarını (Roland Barthes, Michel Foucault, Jacques Derrida ve Fredric Jameson) mimarlık sorunları üzerine kafa yormaya yöneltti.
K. Michael Hays


İsimler *
"Bir romanda isimler asla tarafsız değildir. Daima bir şeye işaret ederler, hatta işaret edilen doğrudan doğruya aleladelik bile olabilir. Komedi yazarları, hiciv yazarları veya didaktik yazarlar adlandırmalarında coşarcasına yaratıcı veyahut kör göze parmağım alegorik olmanın bedelini göze alabilirler."
David Lodge


Canavarlar Üstüne Tezler
Şimdiye kadar var olan bütün toplumların tarihi, canavarların tarihidir. Homo sapiens, aklın rüyası olarak canavarları getirir dünyaya. Canavarlar sayrılık değil; semptomlar, teşhisler, görkemler, oyunlar ve dehşetler demektir.
China Miéville


Hayaletler, Hayaletler ve Hayaletler
Hayaletbilim, edebi çalışmaların entelektüel kapasitesini artırmaya, edebiyatı ölülerle ilişkimizi sorgulayabileceğimiz, yaşayanların anlaşılması zor kimliklerini inceleyebileceğimiz ve düşünülen ile düşünülemeyen arasındaki sınırları keşfedebileceğimiz bir yer haline getirmeye yönelik çabanın bir parçasıdır. Hayalet, birbirleriyle rekabet eden epistemolojik ve etik konumların odak noktası haline gelir.
Colin Davis


Aby Warburg ve İsimsiz Bilim
Belki de kültürümüzde şiir ile felsefeyi, sanat ile bilimi, “şarkı söyleyen” sözcük ile “hatırlayan” sözcüğü birbirinden ayıran çatlak, Warburg’un vecd halindeki su perisi ile melankolik nehir tanrısı arasındaki kutuplaşmada teşhis ettiği Batı kültürünün şizofrenisinin bir yönünden başka bir şey değildir.
Giorgio Agamben


Kazuo Ishiguro Gibi Bir Çağdaş
Ishiguro devasa bir resim üzerinde çalışan bir ressam gibi. Resmin heybetli, yayılıp genişleyen tarzı bir katedralin tavanını ya da duvarlarını kaplayabilir. Uçsuz bucaksız bir zaman ve muazzam bir enerji isteyen tek bir eser. Hayat boyu sürecek bir iş. Birkaç yılda bir, bu resmin bir kısmını tamamlıyor ve bize gösteriyor.
Haruki Murakami


Auerbach’ın Mimesis Tarihi Üzerine
Geleneksel formların ihlal edildiği anlar / uğraklar, alternatif ilkelerin yeni formülasyonu, yeni bir başlangıç, kişisel konuşma, edebi konuların değişmesi… Bunun sonucunda “insan gerçekliğinin ortak ve çok yönlü dünyasına” ilişkin yeni bir bakış açısı ve yeni bir ton ortaya çıkar: “Modern edebiyatta taklit tekniğiyle, tipi ve toplumsal konumu ne olursa olsun herhangi bir karakter ciddi, problematik ve trajik bir anlayışla ele alınabilir.”
Gunter Gebauer & Christoph Wulf


Kitapkoliklik: Edebi Bağımlılık *
Bibliyofil kitaplarını nasıl seçeceğini bilir, onları çeşitli testlere tabi tuttuktan sonra kitap üstüne kitap ekler. Bibliyoman ise onlara bazen hiç bakmadan hepsini üst üste yığar. Bibliyofil kitaba değer verirken, bibliyoman onu tartar veya ölçer.
Tom Raabe


''Bir Hikâye Anlatmak''
... hikâyelerin edebiyatta olup olmaması beni gerçekten ilgilendirmiyor. Samimi olmam gerekirse, bu hayat yaşandığı ve ben de onda bir tür anlam gördüğüm için onu korumak isterim, kaybolmasın diye, unutulmasın diye. İster şehir hayatına oturtulsunlar ister köy hayatına, aslında hikâyeler sonlarında başlar, yani hayatta.
John Berger & Susan Sontag


Yazarlar Neden Yazar?
Orwell’in makalesi kısaca her bir saiki sırayla özetler. İlki, Orwell'in “zeki görünme, hakkında konuşulma, ölümden sonra hatırlanma arzusu" olarak tanımladığı “katıksız egoizm”dir. Kimsenin yazma motivasyonunun bu olduğu sonucuna varmak isteyeceğinden emin değilim, öyle olsa bile.
David Beer


Hayalet Köpek İlkesi
hakiki ve canlı insan iletişiminde anlam nadiren en önemli şeydir. Bu gerçeğe şahsen -ve artık kamu önünde- Hayalet Köpek İlkesi diyorum. Bu ilke adını Jim Jarmush’un 1999 yapımı Hayalet Köpek: Samuray’ın Yolu filminden alıyor.
Lily Meyer


Tekno-feodalizm Çağına Hoş Geldiniz: Yanis Varoufakis ile Söyleşi *
Platformlar, kızgın olduğumuzda içerik üretmek için daha fazla zaman harcadığımızı, bulut sermayesi sahipleri için ücretsiz bulut sermayesi ürettiğimizi keşfetti. Yani algoritmalar konuşmalarımızı zehirlemeye hazır. Bu demokrasilerimiz için son derece zararlı çünkü fikir birliği bulut sermayesi için sahiden kötü. Bunu istemiyor.
Punctum Dergi


Georges Didi-Huberman’ın Kütüphanesi’nde *
Bir kütüphanede olma fikri ile bir adada olma fikri arasında bence bir çelişki var, çünkü eğer adadaysam kitaplığım yoktur. Kitaplığıma yürekten bağlıyım. Yeniyetme çağımdan beri inşa ediyorum kitaplığımı. Tam sayısını bilmiyorum ama aşağı yukarı 45 bin kitap barındırıyor olsa gerek.
Georges Didi-Huberman


Kendinin Hikâyesi
Boris Cyrulnik “Yaralarınızı ne yapacaksınız? Onlara boyun eğerek, yardımınıza koşanların vicdanlarını rahatlatacak bir kurban kariyeri...
Boris Cyrulnik


Machiavelli’nin Dünyası
David Polansky Machiavelli’nin modern dünya diye düşündüğümüz şeyi yaratmaya yönelik entelektüel projesi, sonraki düşünürlerin bunu...
David Polansky


Jakuzide Üryan, Kara Boşluğa Nazır: Edebiyatın ve Manifestoların Sonunun Ardından Bir Edebiyat Manifestosu
Günümüzde edebiyat ne âlemde? Kamusal ve varoluşsal gücünü kaybettiği bir çağda artık ne anlamı var edebiyatın? Trajik ve devrimci yazının yasını tuttuğumuz bir zamanda ne yazılabilir, nasıl yazılabilir?
Lars Iyer


Dini Arayan Üç Adam
Walter Benjamin Bir süre sonra ayağa kalktı ve bir kez daha yukarıya, önünde uzanan, güneşin ışıltısına gömülmüş o harika dünyaya baktı....
Walter Benjamin


Yaşlı Benjamin’in Hikâyesi
Lisa Fittko “Bu benim yeni kitabımın elyazması” diye açıkladı. “Ama neden onu bu yürüyüşte yanınıza aldınız?” “Benim için en önemli şeyin...
Lisa Fittko


İdol ya da Tablonun Görkemi
Resim, hayranlığı orijinalden çalıp benzerliğe aktararak dünyanın görünürlüğünün prestijini yıkar ve bu anlamda fiziğin epistemolojik önceliğini iptal eder. Bakışı dünyaya dair zincirlerinden ve kozmik hapsinden kurtarır.
Jean-Luc Marion


Walter Benjamin: Hayatı ve Düşüncesiyle Daima Eşikte Bir Düşünür
Howard Eiland & Michael W. Jennings “... onu okumak, düşünsel olduğu kadar duyusal bir deneyimdir. Çaya batırılmış bir madlenin ilk tadı...
Howard Eiland & Michael W. Jennings
bottom of page




