top of page


''Bir Hikâye Anlatmak''
... hikâyelerin edebiyatta olup olmaması beni gerçekten ilgilendirmiyor. Samimi olmam gerekirse, bu hayat yaşandığı ve ben de onda bir tür anlam gördüğüm için onu korumak isterim, kaybolmasın diye, unutulmasın diye. İster şehir hayatına oturtulsunlar ister köy hayatına, aslında hikâyeler sonlarında başlar, yani hayatta.
John Berger & Susan Sontag


“Popüler” Nedir? Kemal Sunal’ın Sonuncu Rolü
... Kemal Sunal kendinde bulduğu bu yüzü oynadı. Öyle ki tüm Kemal Sunal filmlerinin adeta Sunal’ın yüzünü, jest ve mimiklerini tekrarlamak gibi basit bir nedenle çevrildiğini söyleyebiliriz. Hatta tüm filmlerinin Kemal Sunal’ın yüzü tarafından yazıldığını ve oynandığını.
Mahmut Mutman


Afşin Kum ile Söyleşi: Yerli Bilimkurgu
Punctum Söyleşileri’nde konuğumuz, yazar Afşin Kum’du. Romancıyla ''Sıcak Kafa'' ve ''Kübra'' kitaplarından hareketle fantastik ve bilim kurgu öğelerinin Türkçedeki imkânlarını tartıştık. Moderatörlüğünü Murat Erşen’in üstlendiği söyleşide kıyamet-sonrası evren tahayyüllerinden zaman kavramına ve absürdizmin dinamiklerine uzanan bir sohbete eşlik ettik.
Punctum Dergi


Televizüel İmgeler, Montaj ve “Muhtelif Haberler”
Sinemanın aksine, televizyon olan biteni şimdiki zamana indirger, en azından geleneksel kullanımıyla. Ama bir farkla, imkânsız olarak olup bitmiş olanın “nasıl imkân dahilinde olduğunu” yani “inanılmazlığını” bir kez daha düşündürerek ve onu kendi (düşünsel) gücünden yoksun kılarak.
İpek Gürkan


Hayalet Köpek İlkesi
hakiki ve canlı insan iletişiminde anlam nadiren en önemli şeydir. Bu gerçeğe şahsen -ve artık kamu önünde- Hayalet Köpek İlkesi diyorum. Bu ilke adını Jim Jarmush’un 1999 yapımı Hayalet Köpek: Samuray’ın Yolu filminden alıyor.
Lily Meyer


Gabriel García Márquez Yaşasaydı Romanının Netflix Uyarlaması Hakkında Ne Düşünürdü?
Netflix’teki uyarlamaya bakılınca Yüzyıllık Yalnızlık’ın ne kadar edebi olduğu; Kafka ve Borges’e, Faulkner ve Rabelais’ye, Decameron ve Arap Şövalyeleri’ne ne kadar borçlu olduğu; Cervantes’in en ciddi torunlarından biri olduğu pek anlaşılmıyor.
Ariel Dorfman


Sinemada Bakış: Lacan’ın “le regard” (gaze) kavramı ve bakma/görme’den (look, vision) farkı
Jean-Luc Godard 1968'de anlatıya son verdiğini ilan etti. Ona göre anlatı, seyirciler için ideolojik bir tuzaktan başka bir şey değildi, sonraki kariyeri de, görüntülerin radikal bir şekilde yan yana getirilmesi uğruna anlatının terk edilmesinin bir kroniği olmuştur, ancak Hollywood’un, hevesli seyircileri, bakışa ideolojik ihanetinin tuzağına çekmek için kullandığı fantazmatik anlatı mutlaka ideolojik değildir. Fantazmatik anlatı sinemanın politik savaş alanıdır.
Todd McGowan


hayat kuru, hayat kurak
Bir sinema filmine nasıl bağlanılır diye sorulsa, sözü edilen filmin insanın ruhunda açtığı müzikal gamla bağ kurulur, derdim. O özgün gam, başka bir eserde yeni bağlamları rezone edecek kadar kuvvetli olduğunda, bir film anıya dönüşebilir. Sinemanın en belirleyici kipliği deneyimsel geçirgenlik taşıması. İzlemeyi deneyime vardıran etki de bu geçirgenlikten geliyor.
Sema Kaygusuz


''Kuru Otlar Üstüne'' Üzerine ve Hakkında
Süreyyya Evren Büyük tutkularla hareket eden insanlardan çok tutkuları kar altında kalmış, bastırılmış, ezilmiş, etik olarak sorgulanması...
Süreyyya Evren


Çocuk ve Balıkçıl’ın Sembolizmi
Semin Güven Mahito’ya kendi emeğiyle kurması teklif edilen, uçsuz bucaksız, rengarenk, iyilerin hep kazandığı dünyalar ile gerçekten can...
Semin Güven


Punctum Sinema Söyleşileri: Deniz Celiloğlu
Punctum Sinema Söyleşileri kapsamında, Deniz Celiloğlu ile birlikteydik. Robinson Crusoe 389 Kitabevi'nde gerçekleştirdiğimiz keyifli söyleşinin kaydı YouTube kanalımızda.
Punctum Dergi


Hayaletler, Hayaletler ve Hayaletler
Hayaletbilim, edebi çalışmaların entelektüel kapasitesini artırmaya, edebiyatı ölülerle ilişkimizi sorgulayabileceğimiz, yaşayanların anlaşılması zor kimliklerini inceleyebileceğimiz ve düşünülen ile düşünülemeyen arasındaki sınırları keşfedebileceğimiz bir yer haline getirmeye yönelik çabanın bir parçasıdır. Hayalet, birbirleriyle rekabet eden epistemolojik ve etik konumların odak noktası haline gelir.
Colin Davis


Linguistik Kolonizasyon: Kürd Filmlerinde Dilin Kullanımları
Türkçenin yanı sıra Kürdçe de “kekeleyen”, “inleyen”, “gevelenen” bir sese dönüşmektedir Kürd filmlerinde. Türkçe Kürdlerin anadili olmadığı için; Kürdçe de sömürgenin “standardize” olmamış, asimile edilmiş, zayıf bırakılmış dili olduğu için film kişileri her iki dilde de yersizyurtsuz gibidir.
Sebahattin Şen


Bir Düşüşün Anatomisi: Evlilik Aşkı ve Yazar(lığ)ı Öldürür mü?
Cana Bostan Fakat ruh eşine zaman borcu duyulur mu; ya da kendisine zamanı borçlandığımız biri “ruh eşi” ilan edilebilir mi? Zira...
Cana Bostan


Hakan Bıçakcı ile Söyleşi
“Edebiyatta bir şeyin neden olduğunu açıkladığımızda belirli türlere doğru gidiyoruz. Mesela dönüşüm teması üzerinden düşünürsek, bir insan gerçek dünyada örümcek adama dönüşemez.
Punctum Dergi


Sözcüklerin Yok Edicisi (Destroyer of Words) *
George Steiner Eğer konuştuğunuz kişiler sizi göremezlerse felce uğrarlar ( paralyzed ), böylece durumun efendisi olursunuz. Oppenheimer...
George Steiner


J. W. Dunne ve Rüyalara Karışan Gelecek
“Dunne, öldükten sonra sonsuzluğun üstesinden nasıl gelineceğini öğreneceğimiz konusunda bize güvence verir. Yaşamlarımızın tüm anlarını açıp istediğimiz biçimde birleştireceğiz. Tanrı, dostlarımız ve Shakespeare bizimle olacak.”
Murat Erşen


Travma İle Baş Etmenin Kolektif Oyunları: Wes Anderson'dan Asteroit Şehir
Süreyyya Evren Wes Anderson'ın filmleri bizi iyi kurulmuş bir rüya aracılığıyla kendi rüyalarımıza güvenmeye, kendimizi rüyalarımıza...
Süreyyya Evren


Kazancakis'in Zorba'sı II.
Utku Özmakas ve Yasin Karaman, Bora Erdağı ile söyleşilerine kaldıkları yerden devam ediyorlar. Kazancakis’in Zorba’sı üzerine sohbet, yazarın içinde yetiştiği ve yaşadığı toplumsal koşulların ve romanın pek çok açıdan ele alınmasıyla sürüyor.
Utku Özmakas / Yasin Karaman


Temsilin Zamanından Arzunun Zamanına
Şimdinin eskatolojisi gelecek fikrinin kötürümselleştirilmesidir. Dramatik yapıda zamanın niteliğinden söz ederken Goethe, “gelecek yokluğu kötülüktür” demişti; değişime uğrayan metinlerin zamanı hakkında konuşurken ise Heiner Müller, “gelecek sevgisi nekrofilidir” diyecektir.
Süreyya Karacabey
bottom of page